Aşk Mektupları Galeri 10
- Super User
- Aşk Mektupları
- Gösterim: 800
Bendeki yerin
Merhaba... Naber diyeceğim ama biliyorum ne iyisin ne de kötü.. ki ben ruh durumunu hiç anlayamam. Bende devamlı ya mutlu olacak ya da sinir olacak durumlar olur. Ya acaba benim hayatım mı çok hareketli:) baksana ne hareket aynı şeyleri yapmaktan, aynı yerlere gitmekten ve aynı insanların yüzlerini görmekten hala neden sıkılmadığımı ben bile bilmiyorum. Neyse... aslında feci yorgunum. Sinir geldi sabah derse git akşam derse git hatta cumartesi bile derse git. Uykusuz muyum? Değilim aslında sabah sana erken çağrı atsam da kalkmadım tekrar uyudum. Bak kıymetini bil seni uyandırmak için uykumdan kalkıyorum. Öğlendi ders. Bir de akşam devamı vardı ki ben arada eve geldim biraz oyalandım oradan bizimkilere gittim uyumuşum orada derse giderken kaldırdı ama (ben hatırlamıyorum bedia nın yalancısıyım:) ben kalktığımda evde tek başınaydım. Anladım ki bizimki beni kaldırmayı başaramamış. Bende kalktım biraz tek başıma yürüdüm sonra eve geldim başım feci ağrıyordu hap falan içtim balkonda oturdum sonra bizimki dersten çıkıp geldi oturduk şimdi de buradayım. Ama hala başım ağrıyor. Bugünler de var bende bir yorgunluk acaba neden bende sökemedim. Devamlı bir uyuma isteğindeyim, her sabah baş ağrısı ile kalkıyorum ve midem çok bulanıyor. Havadan herhalde..neyse.. Sana mail atmaya oturdum sen msj attın. Gerçekten senin için işte bu diyebiliyorum. Her ne kadar seni bazen sinir etsem de..zaten seni sinir etmem benim için yani senin bende ki yerin için etken değil ki. of ne dedim ya anlamadım ya neyse.. demek öyle beni anlayamıyorsun. Sende mi ya. Bunu bana ilk söyleyen değilsin ama sen de söyleyince bak şimdi oturup düşüneceğim. Önceden aman anlamazsanız anlamayın diyordum ama sana da mı anlatamadım kendimi ya? Ne yapmak lazım ki? çabala azıcık, benim gözümden bakmaya çalış. Yap işte bir şeyler..hani her şey benim çerçevemde olup bitiyormuş ta sen dışında kalıyormuşsun. E haliyle senin ile ilgili her şey net değil ki kafamda. Dışında değilsin. Bazen tam göbeğindesin ama bazen de çok uzağındasın gerçekten ama bunu da aşacağım hem de kısa sürede. Yeni yeni kendimi alıştırıyorum aslında tanımadığım birini sevdiğime. Bugüne kadar, önceden ne yaptın dersen? Onu bilmem de değerini, bendeki yerini, yeni anlıyorum. Sana verdiğim yerde sabitleşiyorsun.. Yıllardır içinde biriktirdiğin sevgiyi bana vermek istemişsin..ya şimdi? sana şu kadarını söyleyeyim şimdi anlıyorum bunu ben daha önce sevmemişim kimseyi. O zaman bunu göremedim mi, öylemi sandım, sanmak mı istedim... bilmiyorum ya ama şimdi anlıyorum benim hissettiğim sevgi değilmiş. Ama sende.. eminim.. hiç değilse şu kadarını bil ki sana attığım mailler kimseye atılmaz ve biliyorum ki gerçekten benim için ve hatta arkadaşlarıma göre de cesaret örneği. A kızız ya kendimizi ağırdan satmamız lazım dimi, gidenin peşinden koşulur mu, bize kısmet mi yok, biri gider daha iyisi gelir...öyle değil işte sende... başında demiştim sana karşı kendimi hiç kasmıyorum içimden ne geliyorsa yazıyorum. Senden vazgeçmek istemiyordum ve iyi ki de vazgeçmemişim... aferin bana be.. Demek benim oyunumu gerçek yapmak için çabalıyorsun.. teşekkür ederim.. yardım et demişsin ama ne yapabilirim onu da bilmiyorum ki. ama sana söz sana garip mailler msj atmayacağım. Bu arada seni beklemek zorunda değilmişim. Sağol.. bende farkındayım bunun. Ama bekleyeceğim.. sonuna kadar hem de. Sonu neresi dersen BURDAN gidesiye kadar sonu. Ondan sonrası.. kendime sınır koymuyorum ama sanırım sınırı bu..ama sen bana acı vermiyorsun ve bu süre içinde de vermeyeceksin. Ne kadar inanmasan da.. Ben sana bir şeyler mi öğrettim. Buna gerçekten inanıyor musun sen? Bence sen almak istediklerini aldın. Kaldı ki bende almak istediğin ne var onu da bulamadım ama..ama.. Demek dinlemediğin yıldız tilbe yi bende sevdin. Bunu söylediğin iyi oldu seni biraz derin arabeske sokayım diyordum ama etkilenirsin bide maazallah. Hani adını kahpe koydum dan girersin de ümitsiz aşkın eserinden çıkarsın ya biz bunu bu aralar çok yapıyoruz.:) en son arkadaşın biri bunları onlarında yaptığını ama geyik diye olduğunu söyleyip adımı kıro koydu ve dedi ki dışarıdan gören adama benzetirmiş:) ya tespih sallamayı biliyorsam benim suçum ne öğretenler utansın:) ama valla arkadaşlar zorla veriyorlar elime. Şaka şaka sadece biliyorum sallamıyorum ya gerçekten bakma öyle tipsin der gibi.. tamam itiraf ediyorum akşamları radyo derin dalınca kanal değiştirmiyorum ama civcivlerin bişeyler yemesinden daha mantıklı geliyor adamların söyledikleri. “aşkın ile pervaneyim yokluğunla biçareyim deli dolu divaneyim bunlara sebep hep sensin sen oralı değilsin... ..” of of.. yok ya tamam adamda ciddiye alacak yeter bu kadar.. ama harbiden civcivlerle pek ilgilenmiyorum.. ya canım bazıları var ki adamlar dehşet yazmış benim suçum ne:) tamam tamam geçtim bakma öyle garip..bu arada sabahları erken mi çağrı atıyorum? Yok erkense söyle atmayayım tamam. Son şunu yazacağım İyi ki seni bu kadar sevmişim.. iyi ki sen hayatıma girmişsin. Çok sağol İyi geceler Uçsuz bucaksız mor dağların tepesinde ki kelebekten sana kocaman bir öpücük.. Şimdi buradan öpüyorum ama elbet aslını öpeceğim günlerde gelecek ah ah..(bende bu gece amma of, ah çektim ya..)(dertliyiz galiba farkında olmadan neyse..) (mor dağlar ne kadar masal da olsa benim masalım gerçek olacak dimi?) Hoşça kal..
Sana olan düşkünlüğüm
Az önce geldim okuldan ve sana yazmak istedim gene. Ne yazacağımı bilmeden buraya oturmayacaktım ama.. oldu bir kere.. Sen bende nasıl bir şey oldun anlayamıyorum git gide bunu.. düşkünlüğüm artıkça artıyor. Sanırım anlıyorum seni demiştin ya sağlam bir kale ile geleceğim karşına diye.. düşünmeye başlıyorum bazen ya kendi kendime ve diyorum ki çok fazla şey yaşamış sanırım ne zaman ne yapması ne kadar yapması gerektiğini çok iyi biliyor. Ve ne zaman karşındakinde ne olacağını.. aslında bu pek hoşuma gitmiyor ama.. ne senin hoşlanmadığın dersen senin çok şey yaşadığını düşünmek. Sende farklıdır belki ama ben istemiyorum çok aramak.. sanıyorum ki o zaman kıyas yapacağım.. bu iğrenç bir şey bence.. tek kelime ile acemi olayım her şey de.. ve aşka dair ne varsa tek insanda öğreneyim.. onunla isteyeyim her şeyi.. senin ile istiyorum ben... En başta hep yanımda olasın istiyorum..ama seni özlemek, seni beklemekte aynı anda.. senin ile beraber denizi koklamak.. bütün gece uyumadan koynunda yatmak..esen rüzgarla ürperip sana sığınmak..bir tepenin üstünde ışıl ışıl şehre bakmak, sonra zifiri geceye ve doğan güneşe..gecenin bir vakti seninle kendimi sokaklara atmak.. senin şaşkınlığını, neşeni görmek..gözlerine bakarak susmak... hiç susmadan sana konuşmak..yaşamadığım heyecanları yaşamak.. seni sana anlatmak ve senden beni dinlemek.. ve hiç kimseye hesap vermeden kolunda gezmek... ve her şey için tek sana hesap vermek... Sana seni sevdiğimi söylemek.. Aslında daha neler istiyorum senin ile bir bilsen..
canıma...
Merhaba.. Kime? Sana tabi ki , benim bir tanecik canıma.. İnsan hiç ders çalışırken ya çabuk bitse de bende canıma yazmaya başlasam der mi? Ben diyorum (zaten başkaları demesin sanaa yazsam diye şahsen hiç hoşuma gitmez). Niye önce sana yazmıyorum dersen aklımı veremiyorum kendimi çalışmak zorunda hissediyorum. Ders çalışsam aklım bilgisayarda.. yani her iki şekilde de aklımı yaptığım işe veremiyorum. Ama sona seni bırakırsam aklım boş oluyor. Nevşehir de vakit geçmiyormuş..burda sence? Hele sen sabahtan akşama çalışıyorsun. Ben ne yapayım. Ya karşımda bir adam konu anlatıyor, ya arkadaşla çimlere yatıyoruz boş boş,ya dolanıyoruz avare avare, ya balkonda etrafa bakınırız, ya abimle tavla oynayıp arkasından bakkala iner yüzüncü kez kaybettiğim dondurmayı alırım, ya da oda da tek başıma oturup fal bakıp müzik dinlerim(bu hafta hariç bu hafta paso ders ama fark etmez) ama ne yaparsam yapayım. Beynim hep boş tek sen varsın. Hep sen, her yerde sen, her zaman sen..SEN,SEN,SEN... Kaç gündür sınavlar yüzünden hiç uyuyamıyorum. Çok uykusuzum. Bir gelsem, yanına yatsam, uyusam,uyusam...arada gözü mü açıp sana baksam, gülsem, gene uyusam...elbet o zamanlarda gelecek... Aklımdasın ya sana çağrı atamamak kudurtuyor. Kıstım artık oradakilerden ayıp. Ama alıyorum telefonu elime adına bakıyorum geri koyuyorum. Bu arada sana bir daha gece msj atmıycam. Bu kadar erken yatılmaz yazın. Ne kapatırsın şu telefonu anlamam. Neyse kapama atmıyorum artık. Rahat ol yani... Ne aradın şimdi. Aradın da ne dedin sanki? Neyse canım olsun. Sana alışıyorum hiç değilse. Artık yabancı gelmemeye başladın.. heyecanlanmış... ay ay ay.. rahat ol yahu. Ne var. Valla şu kadarını söyleyeyim sana yakışmıyor. Kaç yaşına geldin ya:) ayıp valla.. .... bir yemek arasından sonra tekrar buradayım. Bu gecelik bu kadar olsun canım hataya telafi edicem söz. Malum çalışmam lazım yarın ne var? Makro... önemli anlıyacağın az bir şey kaldı ama.. neyse.. şunu bil uykumda dahi seni ÖZLÜYORUUUUUUUUUU (ne bağırıyorum ben ya) öpücük, öpücük,öpücük, bir sürü öpücüüüüüüü.......üüüük dip not: mail atınca gene üst üste bir kaç kere çağrı yaparsan sevinirim bana kattığın, öğrettiğin, gösterdiğin ve göstereceğin her şey için çok sağol.. göstereceğin dedim çünkü her eski bir mail okudukça farklı şeyler buluyorum.. kendine iyi bak.. HOŞÇA KAL...
Tutkuma
Merhaba.. Merhaba tutkuma : Tutkum dedim tutkum oldun çünki.Koparıp atamadığım , sayende bir yerede koyamadığım :) , yoğun , sahipli sahipsiz , çıkar yollu , çıkmaz yollu , anlık var ( belkide artık sana daha çok ihtiyacım olduğu içindir yetmiyor zaman , yetmiyor , yanımda olsanda başımı göğsüne dayasam , güçlü kollarınla beni sarsan , sen röntgen yapsan ;))) varken zaman kavramı yok , haz ,mutluluk dorukta , çok farklı ,herşey okadar farklı ki , ve güzelki bazan kendimi prenses ler gibi,bazan çocuklar gibi bazan HİÇ ......( bu da sayende ),bazan bir gül gibi hissettiğim daha doğrusu hissettirdiğin bir ruh halindeyim.Benim adını koyduğum , senin ne hikmetse ;))) bi türlü adını koyamadığın enteresan bir durumm :) ( öpüyorum seni bu arada ........) Şu an sana yazıyorum ya , sanırsın ki gökyüzüne bir masa kurmuşum masssmavi , bembeyaz bir bulutta ve güneş ( sana ait hiçbir şey bende karanlık etkisi , kötümserlik etkisi bırakmadığı için bu mutlu yazışlarım,belkide,teşekkürler.) onlarda mutlu duygularımı sana rüzgâr getircek , binlerce beyaz güvercinle ............:) Hani kızgın kumlardan serin sulara tabiri varya reklamlarda :) sen benim derin maviliklerinde kaybolduğum bir taraftan serinletirken diğer taraftan sevgisinin ateşiylşe yandığımsın....(bazan fazla tuzlu olsanda deeeeeermişim ;)) Hımmmmmm seni seviyorum.( saçların yumşakmı ?) Canım duygularını bana yazdığın e maili okuduktan sonra ki halimi kısmende olsa telefonda anlayabilmişsindir herhalde .( anladın demi ? ;) (İşte ogün bana kalp çarpıntısı oldu deeeeeeermişim.)Tutkum , ateşim ,sevdiğim , yavuklum ;) beni çok mutlu ediyorsun varlığınla , açık sözlülüğünle ,mütevaziliğinle , ükeylalığınla , duygusallığınla , bana ait duygularınla , kırılganlığınla , çocukluğunla , beni anlamanla , espirilerime gülmenle , güldürmenle beni....... telefondaki sesinle (bazan sert , bazan yumşak , bazan olumlu , bazan olumsuz , hatta bazan şok edici , burda şok kelimesi çok doğru , neticede her halukarda mutlu edici ) Ateşin bedenimi sardı , başıma vurduğunda tedaviyi sen yaparsın , vallahi karışmam ;) Canım senden önce diyorsun ya mektubunda , evet benim de senden öncem var ama gariptir , yok gibi.Öncesi sanki hayal , öğretici birşeylerde sen diploma gibisin ( benzetmeyi anlamanı isterim ;)( sok o dilini içine ) Aramışım , ısrar etmişim , istemişim olmamış , uymamışız sevdiğim dediğim öylesine birileriyle ,ama sen sen varya benim aradığımsın , demiştimya sana hayatta tesadüf diye birşey yoktur evet yok senle ben yaratılmışız , dünyaya gelmişiz , birbirimizle karşılaşmamız bu teknoloji ortamında olmakmış......Senden öncesi yok diyorsun ya evet bendede yok , biliyormusun yokluğun beni korkutuyor ..........Yüreğimden alıp götürüyor korku sonra bir anda gözlerim doluyor , düşünmemeye çalışıyorum .......... Senin en çok sevdiğim yanlarından bir taneside ki önemli bir yanın , belkide hâlâ varolmamızın ( bizim:) ana sebebi : sana duygularımı bir bayan olarak açtım , adım adım , deneye deneye , tepkilerini ölçe ölçe .......Ben nekadar açtımsa sen saygı duydun , havaya girmedin ( canımmm yanımda olsan , yanında olsam...) hep yapıcı oldun , ışığım oldun .........Kıymadın bana :)Teşekkürler.... Kardelenim oldun aşkım , soğuktum ,ümitsizdim diyordumki benden bi daha yoktur , benim kadar gıcığı varsada geçinemem falan diyordum artık :) valla , ama sen varsın yiğidim aynı ben gibisin ama biz geçiniyoıruz , çok şükür (Allah nazardan saklasın ) Sadece sevgin değil , varlığın , arkaadaşlığın , kültürün , herşeyin :)Açtım gönlümü rüzgârına ........ Arkadaşlar(bazıları) işim olmadığı için benim mutsuz olmam gerektiğini düşünürler , mutlu olduğumu görünce şaşırırlar , çünki hep önemli olanın ben olduğumu , işin benim için var olduğunu düşünürüm , ve gerçekten sıkıntılarım beni aştığı anlar hariç , o anlarda yalnızlığa yeniliyorum belki ,mutluyum ..Sözü şuraya getirmek istiyorum sen varsın hayatımda , tepeden tırnağa sen oldum abartısız , herşeyi yaşıyorum , hayal ve gerçek , mutluyum . mutluyum.İşte bu noktada malesef hayal kısmımızın ağır basmasındanda şikayetciyim , napim KAFANA GÖRE TAKIL ;) Patoloji çalışıyordum , (bugün dersanem yok) bir güç (ki o içimde sana ait senin biklmen gereken senle paylaşmam gereken , belkide taşıyamadığım sana ait duygularımın paylaşımı :) getirdi buraya ve sonuç , üstteki yazı , o kadar değerlisin ki , senden sonra birisi daha bu kadar değerli olamaz diye düşünüyorum , ( ailem hariç) Canım sana şimdiye kadar yazdığım şiirleri yazıyımmı ? istermisinnnn hımmmmmm ;) sanki odamdasın beni seyrediyorsun sevdiğim , civanım mesafede neymiş aştı duygularımız artık sen ve ben ne güzel dimi ? varlığın hayatımda varlığım hayatında hep ol hep ol yanımda bir de hep mutlu ol :) (başka bir şiir) gönlümün gülüşü derinlerin canlanması sol yanımın hayali sağ yanımın dermanı hoş geldin gidecek gibi olsanda sana güveniyorum seni seviyorumm. (başka bir şiir) sıkılıyosan okumayabilirsinn ;) deeeeeeeeermişim , çabuk otur ve oku ;) (car car car )(dır dır dır) ................;) duruluğun durgunluğun sevmişliğin ,hayalin,belkide sevilmişliğin garipliği hislerimin dansı ruhumun mutluluğu hani güneş doğmadan rengarenktir ya ufuk sonra doğar ve aydınlatır ya yeryüzünü güneş işte sen anlam veremediğim bir biçimde güneşimsin şu anda doğum öncesinin renkleri sanki biliyormusun ? hiç bu kadar dudaklarımdan dökülmek istememişti seni seviyorum kelimeleri ................. ( ogün çok istemiştim sana seni seviyorum demeyi, sonra sen :) e mailinde yazmışsın , harika dimi !!!!!!!!!) Meili me son verirken seni benimle başbaşa bırakıyorum , okuduğun anlarda , sonrasında sana kalımış yarı sanal yarı gerçeğiz ya , evrimimizi henüz tamamlayamadık :) haaaaaa bir de yalnızken sen ;) napim KAFANA GÖRE TAKIL :))) (daha yazcak çok şey var ama sevgi kapasitemde ,bundan sonrasını gerçeklere bağlamamdan belki , bu kadar özet olarak deeeeeermişim :) hani sen hep dersin ya canım vur dedik öldürdin anlamında kısa olsun.....) işte sana kıpkısacık ,minicik bir e mail ........:) umarım sıkılmazsın , kendine çok iyi bak lütfen ,üşütme , hasta olma , karnını sıkı doyur , üstünü iyi ört .......
Gezgin...
Merhaba.. dün geldim geç kalsam da bağışlanır bir bahar bozumuydu yola çıktığımda yüzümde suçlu bir merak kalbim heyecandan telaşlı gözlerimde ısırgan bir hüzün vardı hüzün: hep bilinir bir afyon çiçeğidir önceleri dalayan bir ısırgan yoncası olur sonra dalayan ve uyandıran o afyon uykusundan dün geldim acı sırtımda tabiy yolum uzundu yanımda hiç resim yoktu dağlara baktım: dağıldım yollara baktım: yoruldum gece ayışığı içtim, dudaklarım kurudu gündüz böğürtlen yedim, dilim buğulandı siz görmeliydiniz o kanı bir dağ çiçeği sevdasına bin arı öldü tam ordan geçiyordum, gördüm diyebilirim aman nasıl petekti öyle nasıl baldı böğürtlen gibi kırmızıydı kan gibi saydam bir garip kokuydu, onun kokusuydu dayanamadım, eli titrekti ama yedim yedim kalbim çatladı sevdam o dağ çiçeğinde kaldı dün geldim, anca geldim usumda vızıldayan bin arı ölüsü heybemde onarımı gereken bin iğne önce kendi etime dün geldim hoş mu geldim hoş olmayan şeylerden geldim bir kentten geçtim ki canım titredi sıtma kabusuyla sallanıyordu uzaktan girişte insanlar gördüm, hiç görmediğim ama sanki biryerlerden tanıdığım, yemin edebilirim iğrenç suratları vardı, insandan çok cüzzamlı bir köpeğe benziyorlardı kuru birer ağaç dibine çömelmiş çürümüş bir dalı kemiriyorlardı omuzlarında soyulmuş yılan derileri ellerinde pas tutmuş makaslar iki ucu da kırık tam ben yanlarından geçiyorken elma ağaçlarının çiçeklerini kesmeye başladılar ben sanki tarihini bilmiyormuşum gibi bakır çalığı bir kasede elmanın kanını sundular geldim ya, nasıl geldim bir elimde tarih atlası bir elimde güneş humması soğutulmaya zorlanmış bir çöl kızgınlığından bir kum fırtınasının soylu kumcuklarından geldim yorgundum, susamıştım, dilim kuruydu ama gördüğüm serap mıydı, gerçek miydi bilirim ben çölün tam ortasında sonsuz bir ışıltıydı yedibin rengi yansıtan renksiz bir kuyuydu duruydu, aydınlıktı, yaz gökleri gibiydi suyu uzanıp avuçlasam benimdi öyle yakın, öyle kolay, öyle dokunsam ah o kervancıbaşı ah o sırmalı soyguncu ve ellerinde kesik başlar ve zebellah ordusu birden beliriverdiler tam kuyunun başında ellerinde kan sızıtan kesik başları tan kuyunun ağzından sarkıtıyorlardı ki ne olduysa o anda oldu kızıl bir bulut ağdı kuyunun ağzından göğe bulut değil bir devin alev saçan soluğuydu ardından muhteşem bir kum fırtınası kum değil devin çocuklarıydı saçılan ah görmeliydiniz o savaşı ne kanlı kervancıbaşı ne zebellah ordusu dayanamadılar kum fırtınasının şiddetine çöl mü yarıldı kuyu mu büyüttü ağzını kızgın çöl kavuşunca dinginliğine bir ben vardım kuyunun başında diri ve herşeyi görebilen sağlıklı çöl tanığı öğrendim çöl kızgınsa öfkesi nice olur kum fırtınasında neler yapılır nasıl yok edilir çöllerin sırmalı soygun kervancıları gördüğüm serap mıydı, gerçek miydi bilirim ben bir elimde güneş humması bir elimde tarih atlası vardı vakit dardı kanarak içtim de kuyunun duru suyundan uçar gibi aştım çölü o sonsuz ışıltıdan dün geldim dün ben nerden geldim ezberlenip unutulmuş bir sıkıntıdan geldim adı konulmamış bir düşten geldim terlemiş balıklar gördüm, rengi bozulmuş mavilikler kabaran denizler gibi coşkun sürücüler kılçığı beynine saplanmış gözsüz balıklar gördüm trollenmiş deniz tarlası, iyot vurgunu derya içindeydim de hani deryayı gördüm küçük balığı gördüm, peşinde büyük balık bir su ağası gibi kuvvetli ve saldırgan oh balık, küçük balık, can balık anasının kuzusu, deniz kokulum söyle yavrum, söyle gözüm, söyle kılçığım kim dokundu senin pullanmamış derine kim kıydı senin o tazecik gövdene denizde kum gibi dolgun pullarıyla doymaz mı büyük balık küçük balığa ama gördüm ya sonunda derya içindeki deryayı büyük balık küçük balık peşindeydi ya birleşince küçük balık yüzlercesiyle şaşırıp kaldı büyük balık şaşırıp kalmadım amma ne de keskinleşmiş dişleri ol mahilerin unutulmaz bir deniz anası gibi büyüdü gövdeleri kıymık kıymık oldu gövdesi büyük balığın anladım nice olsa da denizde kum, büyük balıkta pul birleşince edemezmiş küçükleri kendine kul
Canımdın...
Merhaba.. Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp , geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın.Sevmeyi kabullenmeyen bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de ugurlama. O yüregin gerçek sahibiydin. Şimdi kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşıyorum seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim. Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüsün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle... Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve asamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin. Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Durusunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı. Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin çünkü artık canımdın...
Hiç beklentisiz sevdinizmi?...
Yani bugün telefon etmedi demeden, şu an nerede acaba diye kendi Kendinizi yemeden, yaş günümü hatırlayacak mı acaba diye bir beklenti içine girmeden... sevdiniz mi hiç? Onun, size ait bir mal olmadığını kabul edip , onu özgür yaşamı ile denediniz mi? Yanında ki kız arkadaşına aldırmamayı öğrenip, ama aldırmıyormuş gibi yapmadan, gerçekten aldırmadan, bitecekse biter , bunu ben değiştiremem , beni sevmeyi bırakmasını değiştiremeyeceğim gibi diye düşünüp. Onu yersiz kıskançlıklara boğmaktan ve kendinizi yıpratmaktan vazgeçebildiniz mi hiç? Hiç beklemeden çalan bir kapıda Onu karşınız da görmek ne güzeldir bilir misiniz? Beklemediğiniz bir anda hediye almak en sevdiğinizden..Ve beklemeden gelen bir 'seni seviyorum 'mesajının tadına varabildiniz mi hiç? Siz istediğiniz için değil, O istiyor diye yapıldı mı tüm bunlar? Ve beklentisiz sevmemin tadına bakabildiniz mi hiç?Bugün beni hatırlamadı yerine..-hiç beklemiyordum , senin geleceğini diyebilmek ne güzeldir oysa.. Onu boğmadan, kendinizi boğmadan , sevebilmek ne güzeldir.. Sahiplenme duygusundan uzak, sevmemim ,sevilmemim tadına varabildiniz mi hiç? Yapılmamış davranışlar, söylenmemiş sevgi sözcükleri ile kendi kendimizi aşk çıkmazında kaybedeceğinize, Hiç beklenmeyen bir demet çiçekle mutlu Oldunuz mu? Beklentisiz sevin..Ben beklentisiz seviyorum..Niye aranmadım diye düşünüp kendini kendinizi yiyeceğinize Hiç beklenmedik bir 'seni özledim 'mesaji ile aşk ı yakalayın..Beklentisiz sevin.. Ben beklentisiz seviyorum.. O sizin sevgiliniz oldu için değil.. Ona tapulu malınız gibi. Çantanız,arabanız gibi davranma hakkınız olduğunu düşünmeden. Onu sevdiğiniz,onun da sizi sevdiği için ,sevin.. Sevgiye karışan beklenti denen illeti hemen silin aşkın ak sayfalarından.. Göreceksiniz ki O zaman aşk başka bir güzel.. Göreceksiniz ki , O zaman sevgili daha bir romantik..Göreceksiniz ki O zaman sevmek ve sevilmenin damaklarda bıraktığı tat, Yıllanmış şarap gibi, Beklenti zehrine karışmadan bir başka döndürüyor insanın başını.. Ben beklentisiz seviyorum..Onun nerede olduğunu merak etmiyorum.. Beni bugün neden aramadı diye geçirmiyorum içimden, aramadığı zamanlar da.. Geleceğe dair hayallerimde yok saten.. Ben sevgiyi yaşıyorum.. Onun yanımda olduğu anlar o kadar değerli ,o kadar kıymetli ki..Gerçekleşmemiş ve gerçekleşmeyecek beklentilerle mahvetmiyoruz o anları.. Beklentisiz seviyoruz..Sevdiğimiz için seviyoruz.. Hayalsiz geleceksiz ,beklentisiz..Anlık seviyoruz.. Deneyin.. Beklentisiz, sevmeyi deneyin bir gün..Beklentilerle boğduğunuz aşklarınıza acıyacaksınız..
Sevmek dedim...
"sevmek" dedim. "yoluna ölmek" dedi. "yol" dedim. "alıp basını gitmek" dedi. "gitmek" dedim. Bir "aha" çekip "dostlardan ayrılmak" dedi. "dost" dedim. Durdu. Bana baktı. "dost" diye mırıldandı. "yüreğime nasıl koysam bilemediğim"dedi. "yürek" dedim."dünyaları içine sığdıramadığım" dedi. "dünya" dedim. "hayatin bir yüzü" dedi. "yüz" dedim. "ardında ne gizli bilemediğim" dedi. "giz" dedim. "hep çözmeye çalıştığım" dedi. "çalışmak" dedim."bitmeyecek öykü" dedi. "öykü" dedim."binlercesini içimde gizliyorum" dedi. "gizlemek" dedim."iste her şeyin bitimi" dedi. "şey" dedim."sevda" dedi. "sevda" dedim."peşinden koştuğum" dedi. "koşmak" dedim."hayat bir maraton" dedi. "hayat" dedim."öyle kısa ki!." dedi. "niçin kısa?" diye sordum."yaşanacak çok şey var, zaman yok" dedi. "yaşanması gereken ne var?" diye sordum. "aşk" dedi. "kaç kere?" diye sordum. "bin kere" dedi, "milyon kere" "neden bir kere değil?" diye sordum. "bütün aşkların toplamı, en yüce ve tek aşk" dedi. "önce ona varsan olmaz mi?" diye sordum. "keşke olsa" dedi, "ama önce yoğrulmak gerek" "acı çekmek mi?" diye sordum. "evet, aşk acısında yok olmak" dedi. "yok olunca!." dedim. "iste gerçek aşkta o zaman yaşamaya baslarsın" dedi. "gerçek aşk!." dedim. "büyük o " dedi. Durdum. Durdum. Ve sustum! "neden sustun?" diye sordu. "yüreğim titredi sanki" dedim. "neden?" diye sordu. "bilmiyorum" dedim. "büyük o " "evet." dedi, "büyük o " "nerede?" diye sordum. "her yerde" dedi. "nasıl?" diye sordum. "yüreğini aç" dedi. "yüreğimi açmak!." dedim. "bir tebessümle bak her şeye" dedi. "tebessüm" dedim. "her kapının anahtarı" dedi. "kapı" dedim. "girmeden bilemezsin" dedi. "ya korku!" dedim. "bilinmeyenden korkar insan" dedi. "ben bilmiyorum" dedim. "neyi?" diye sordu. "beni" dedim."sen kimsin?" diye sordu. "ben kimim?" diye sordum."sevgiyle beslenensin" dedi. "kimin sevgisiyle?" diye sordum. "büyük o' nun." dedi. Durdum. Durdum. Yine sustum. "kimsin?" diye sordum. "sen'im" dedi
Seni sen yokken sevdim...
Seni sen yokken sevdim Bütün sevenler gibi değil; Bulutun seyrinde gözümün nurunda sevdim.. Seni sen küçükken sevdim.. Bir defa görmek için yıllarımı verdim. Aldığım nefes kokladığım çiçeğe benzettim Çayda sazan yakaladım ..seninle oturup yemek için. Birde is buldum sana ömür boyu bakmak için Seni sen küçükken sevdim. Bütün sevenler gibi değil... Aldığım. nefeste gözümün nurunda sevdim. Oyalı yazmanı burnundaki hızmanı sevdim. Bazen bir kir çiçeğine benzettim, Bazen bir ova gülüne.... Bazense bir hırçın taya benzettim Ne zamanlar harcadım sana yetişebilmek için Ne günler öldürdüm seni görmek için. Seni sen küçükken sevdim Seni sen yokken daha çok sevdim.. Asmalı bir bahçeniz vardı. Tastan örülü duvarın için de.. Ahşap iki gözlü birde fakir haneniz vardı.. Seni sakağım ağarmadan önce sevdim. Seni dimdik yürürken sevdim... İlçeler arası minibüs hep sizin oradan kalkardı. Sen binerken ben içerde olmak isterdim. Aksam hep dönüsünü beklerdim. İnenleri tek tek süzerdim.. Senli zamanı senli mevsimleri sevdim.. Çok zaman diz boyu kari yarıp İki gözlü evinizin yanında Seni bir tek defa görmek için Kalbimin atışına dahi müsaade etmedim.. Seni O zamanlarda sevdim Seni hep yüreğimde sevdim.. Seni bir kesme seker misali Bir Anadolu demli çayına atıp Tek nefeste içip yüreğimin rahatlığını sevdim.. Seni bu halimde de sevdim Tekerlekli bir sandalyede pilli bir kalple sevdim. Tek bacaklı altmış beş yasında da sevdim.. Seni Erzurum yaylasından dönen taze tereyağı misali Bir sabah kahvaltısında bir nefeste yiyilisini sevdim. Seni palandökende bir kar evinde sevdim Seni sen yokken sevdim.. Bütün sevenler gibi değil Bulutun seyrinde gözümün nurun da sevdim. Seni sen küçükken sevdim... Hemde seni çok,çok sevdim Hemde canımdan çok sevdim SENİ YÜREĞİME GÖMDÜM SENİ BAS UCUMA KOYDUM SENİ DAĞLARA SORDUM SENİ CANIM DAN ÇOK SEVDİM...
Yalnızım...
Yalnizim Aygizim,Sensiz,Kimsesiz,Annesiz O Kadar Yakinsinki Bana Sanki icimde Sanki Akdeniz Kadar Uzak Gidemiyorum,Gelmiyorsun Yalnizim Aygizim Bilemedigin Kadar Bir Kopek Gibi Sahipsiz Leylek Misali Yurtsuz Yuvasiz Donuyorum!iliklerime Kadar Usudum Gel isit Beni. Yikma Su Boktan Dunyada Niyetsiz Neredesin Aygizim Nerelerde Kimlerle Neylersin Bensiz Gonderdin Beni Tek Basima Yalnizliga Dudaklarim Kurudu Kendimle Konusmaktan Duvarlar Kuskun Geceler Dusman Bana Sensizim Aygizim Yine Sensiz Hep Sensiz Bogazima Dugumleniyor Her Yagmur Yagisinda O'Varken Cikmiyorsun Pencereye icime isliyor O Zaman Her Damlasi Asimla Ekmegimle Bekleriz Seni Aygizim Gokyuzunden Gonlume inenedek...