::.....Siyah Noktalar.....::
Bu, köklerde ve bazen yapraklarda çapı 1/2 inçten 1/16 inçe kadar değişen siyah noktalar oluşturan bir mantar hastalığıdır. Hastalanan yapraklar daha sonra sararıp, en sonunda da dökülürler. Daha ileriki safhalarda bu hastalık, gül ağacına da ciddi boyutlarda zarar verebilir. Hastalık riskini arttıran durumlar yaprakların sürekli ıslak kalması, sıcak havalar ve yerden sıçrayan sulardır. İşte bu hastalıkla mücadele etmenin birkaç yolu:
1.Siyah-nokta hastalığına karşı dayanıklı gül türlerini tercih edin. Mesela, Rugosa'lar bu hastalığa dayanıklı bir türdür.
2. Damla ile sulama, kökü su ile göllendirme gibi yapraklara fazla su sıçratmayacak sulama metodlarını tercih edin.Eğer üstten sulayacaksanız da bu işlemi sabah erken vakitlerde yapınız; çünkü gün batımına kadar yapraklardaki ıslaklık gidecektir,kaybolacaktır.
3. Bitki üzerindeki hastalılı yaprakların tümünü koparın. Kopartmazsanız, hastalık diğer yapraklara da bulaşacaktır. Çünkü hastalık kapmış yapraklar asla eski hallerine dönmez; hastalık yaymaktan başka da bir işe yaramazlar.
4. Birbirine geçmiş dalları budayın ki bitkinin merkezi daha fazla güneş ışığı alabilsin, daha fazla hava akımı olsun.
5.Bu hastalık, su sıçraması ile geçer(yayılır). Bu yüzden, yere yakın kısımlardaki (10-15 cm.)yaprakların koparılamsı daha yararlı olacaktır. Dipteki kurumuş yaprak kalıntılarını kontrol edin sıçrayacak su oranını azaltmak, minimuma indirmek için. Eğer, Gül bitkiniz bir önceki yılda bu hastalığa yakalanmışsa , bahar mevsimi başlarında, bitkinizin kök kısımlarındaki kalıntıları temizleyin ve iyice kurumasını bekledikten sonra yerine yeni ve hastalıksız kırıntılar (kurumuş yaprak, kabuk..vs.) koyun, kökün çevresini iyice kapatın.
6. Sulamay dikkat edin; çünkü zayıf ve dirençsiz bir bitki hastalığa daha çabuk yakalanacaktır.
:: .....Koruma Spreyleiyle Siyah-nokta hastalığıyla mücadele .....::
1- Kimyasal mantar ilaçları, siyah-nokta hastalığını önlemede oldukça etkilidir ve genellikle 7 ila 14 günde bir kullanılır. Spreyin, yaprakların alt kısımlarına sıkılması da burada son dderce önemlidir.Kutu içindeki kullanma talimatlarına da uymalısınız. Aksi takdirde, çok fazla kullanılacak mantar ilacı, yaprağı yakar. Sprey işleminden önce, güllerin iyice sulanmış olması en iyisidir; çünkü su bitkinin direncini arttırır. Çok sıcak havalarda bu tip ilaçların kullanılamsı yapraklara zarar verir. İlaçlama için en uygun vakitler sabah erken ve akşam üstüdür.Rüzgarlı havalarda ilaçlama yapmaktan kaçınmalısınız. Prospektüsü iyice okuyun ve spreyleme(ilaçlama)sırasında koruyucu giysilerinizi giyin. Gözününü, burnunuzu ve ağzınızı iyi koruyun.
2- Tek bir mnantar ilacı, bütün mantarları tamamen temizleyemez. Bu nedenle, aynı ilaç tekrar tekrar kullanılırsa bitki o ilaca karşı bağışıklık kazanır. Triforine(Funginex) ve Daconil gibi iki ilacın dönüşümlü olarak kullanılması tavsiye edilmektedir bunun önüne geçmek için. Bu arada söylenmesi gereken bir nokta daha var ki, o da mantar ilaçlarının siyah-nokta oluşumunu önleyeceği ancak mevcut hastalığı yok edemeyeceğidir.
3-Mantar ilacı kullanmaktan ka.çınan bazı kimseler, siyah-nokta hastalığını önlemek için sodyum bikarbonat karışımları kullanmaktadır. Bunun için, 1-1 1/2 çorba kaşığı sodyum bikarbonat ile 2 kaşık çiçek yağını 1 galon (yaklaşık olarak 4,5 litre) suda iyice karıştırmalısınız. Hazırladığınız bu karışımı, yaprakların her iki yanına haftada bir uygulayın, yani spreyleyin. Yağmurdan sonra aynı işlemi tekrarlayın. Suydaki sodyum bikarbonat, yaprakların P.H değerini değiştirir ve siyah-nokta oluşumunu engellemye yardım eder.Ancak, bu akrışım bazıları için işe yarayabilirken iklim özellikleri farklılık gösteren bazı durumlarda işe yaramamaktadır.
::.....Gübreleme.....::
Güllere, doğru gübre verilirse daha iyi bir sonuç alınacaktır. İçeriği iyi dengelenmiş gübreler, mesela 10-10-10 NPK kullanın. Gübreyi tanımlamakta kullanılan rakamlar, o gübreyi oluşturan maddelerin oranını anlatmaktadır. N nitrojen, P fosfor ve K da potasyumu simgeler. Bitkinin henüz gelişme aşamasında olduğu ilk yıl daha az gübre kullanılmalıdır. Gül ekiminde, toprağa daha yavaş karıştıklarından, fosfot ve potasyum içeren maddeler bırakılmalıdır kökün yakınlarına bir yerlere. Kemik tozları ve kaya fosfatı fosfor içermekte; granit kumu da potasyum. Toprağın P.H değerini düşüren pamuk çekirdeği, kaba yonca(alfalfa) da organik ve doğal nitrojen kaynaklarıdırlar. İnorganik birçok nitrojen kaynağı ise toprakta çok çabuk erimekte ve fazla yararlı olamamaktadır. Bazı gül yetiştiricileri de Epsom tuzlarınıı gübre olarak kullanmaktadırlar. Epsom tuzları da magnezyum sülfat içerdiklerinden, toprağın P.H değerini düşürür. Bu tuzların kullanılıp kullanılmaması tartışıladursun; nitrojenle birlikte magnezyumun da kök gelişimine faydalı olduğu sanılmaktadır.Birçok kişi, Bahar veya Sonbahar aylarında bitki başına 1/4 fincan Epsom tuzu kullanırken; bazıları da 1'er kaşık, kimi de 1/2 fincan kullanmayı tercih eder.
::....Tohum Olmuş Güllerin Temizlenmesi....::
Güller, solmaya başladıkları ve artık eskisi kadar iyi görünmedikleri zaman kesilip atılmalıdır.Böylece hem atrık göze fazla hoş gelmeyen bir görüntüden kurtulmuş olacaksınız hem de tohum üretmeye başlamış olan çiçeklerin bitkinizi fazla meşgul etmesinin önüne geçmiş olacaksınız. Çünkü tohum üretme işlemi çok fazla enerji gerektirdiğinden,gülün yeni tomurcuklar vermesini, yeni çiçekler açmasını yavaşlatır. Tohum olmuş çiçeklerin temizlenmesi(deadheading), tohum üretimini engelleyeceğinden gül ağacınızın yeni çiçekler açmasına yardımcı olacaktır. Ne zaman bu işlemin yapılacağı ise, tamamen sizin elinizdedir; ne şekil bir gül ağacı arzuladığınıza, ve dalların ne yöne doğru uzamasını istediğinize bağlıdır.
Genelde, gül dalı dışa önük bir yaprağın hemen üstünden 45 derecelik bie açıyla kesilir. Kesiğin üst kısmının, yaprağın dönük olduğu yöne olamsına dikkat edin! Tohum olmuş gülleri ise yuvarlak şekilde, enine kesmelisiniz. burada amaç, yeni "göz" oluşumlarına ortam hazırlamaktır, sağlıklı filizler geliştimektir. Böylelikle gül ağacınız açılacaktır. Çiçek açmakta olan güllerin kesilmelerine gerek yoktur.!!!
Çiçek açma işlemi başlar ve bittiğinde de budanma zamanı gelmiş demektir. Yılda bir kez çiçek açan türlerin de çiçeklerinin tamamı açıldıktan sonra budanması yararlıdır.Güller, bir önceki yılki gelişmenin, büyümenin üzerine çiçek açtıklarından; sonbaharda veya henüz çiçek açmaya başlamışken budama yapılmamalıdır. 1 Eylülde, eski çiçeklerin budanmasına son verilmeli, bundan sonra budama yapılmamalıdır. Hatta,HT(Melez güller), türündeki güllerde son çiçeklerin tohumluk bırakılması da bitkinin soğuğa karşı dayanıklılığını arttırdığından yararlıdır. Bu işlem, bitkinin, büyümesini yavaşlatan ve çiçek açmayı engelleyen bazı kimyasal değişiklikler geçirmesini , dallarını "sağlamlaştırmaya" odaklanmaasını ve bir bakıma 'uyku devresine' girmesini sağlar. Tohumun oluşumu, bitkinin yıl boyuncagörevini başarılı olaarak yaptığı ve artık iyi bir dinlenmeyi hakettiği anlamına da gelmektedir.