
Düşler
(Part 1 )
ki adın dudaklarıma uğramaz artık,
kesilen sesim ben,
sustuğum yerden kanıyorum sana,
sen gideli benden...
eksiliyorum,
eksildikçe
bir ben bile kalmıyor bana senden geriye...
ağaçların evlatlıktan reddettiği yapraklar
gibiyim;
üşümem yokluğundan,
düşmem yalnızlığadır benim...
biliyorum...
ki artık yoksun,
şehri bir sonbahar kucaklıyor ansızın,
kaybediyorum sıcaklığını ellerinin,
mutluluk denen şey uzaklaşıyor benden
durmaksızın...
***
( Part 2 )
ve ben her arabesk soylu şarkıların ardından,
melankolik kalıyorum yokluğuna,
bir kaval sesinin hüznü sarıyor geceyi,
geceye gözlerin düşüyor,
ben keman tellerine hüznümü asıyorum,
hüznüme eşlik edip, mırıldanıyorum şarkımızı...
her defasında,
'sol' notasına denk geliyor yüreğim,
felç oluyor hislerim,
acıyor bedenim...
bilmezsin...
ki sen yoksun,
bir zamanlar mutluluk veren şarkılar,
senden sonra,
mutluluğumu çalıyorlar...
İçimde senden nefret eden bir kadın, kalbimde
gözlerine üşüyen bir aşık var..
Sesi bile olamazsın yüreğimin haykırışının,
teni olamazsın sıcaklığımın..
Olamazsın işte!
İçimde senden nefret eden bir kadın var..
Nefreti kalp hizamda yaşarken,
solunum yetmezliğinden can çekişen bir telaş var
ta göğüs kafesimin içinde..
Herşeye inat gülümsemeye çalışan bi suretin
içine gizledim ben umutlarımı,
kaybediyorum..
Kaybediyorum telaşımı,
cenazesi kalkar aşkların hiç,
kaldıyormuş işte..
En güvendiğin adam bile musalla taşına
taşıyormuş kalbini..
Selalar gökyüzüne,
selamlar giden kalbin peşine..
Şimdi sen kutla zaferini..
İçimde öldürdüğün bir adam, bir kadın
Ve koskocaman bir aşkın minicik umudu!
Kaybol şimdi,
terket bu şehri,
öl,
öldürüdüğün heyecanımın yanına göm kendini..
Toprak at yaşanmışlıklarımıza;
ki bakire kalsın içimde ki yaşanamamış tüm
aşklar..
İçimde senden nefret eden bir kadın var,
gözlerim üşüyor yokluğuna,
Öldürüyorum kendimi;
Sende!
| | | | |
| |
| | | | |
|
|